İçindekiler
Otellerin kendi internet sitelerinin olması gerektiği konusu yeterince işlendi. Konuya ilgisi olanlar ve takip edenler zaten bu konuda belli bir fikir birliğine varmış durumda. En büyüğünden en küçüğüne her otel de belli işlevleri yerine getirebilen bir internet sitesine sahip veya sahip olma yolunda ilerliyor. Peki Bir mobil uyumlu internet sitesine sahip olmanın otellere nasıl bir faydası var? Mobil uyumlu internet siteleri oteller için bir katma değer üretiyor mu? Böyle bir internet sitesine sahip olmamanın olumsuz bir etkisi var mı? Bu yazıda işte bu soruları evirip çevirip yanıtlamaya çalışacağız.
Oteller ve çevrim içi rezervasyon siteleri
İnternetten veya çevrim içi rezervasyon kavramı artık otelcilik sektöründe kemikleşmiş bir kavram. Bu kavram o kadar önemli ki bu işi yapan başlıca internet sitelerinin, kendi iş modellerinde yaptığı ufak değişiklikler bile birçok otelin kaderini doğrudan ve derinden etkileyebiliyor.
Bu tür çevrim içi rezervasyon siteleri gerek mobil sürümler olsun gerekse uygulamalar olsun kullanıcı tarafından kolay kullanılır ve erişilebilir olmak için her türlü çabayı gösteriyor. Booking.com gibi önde gelen çevrim içi rezervasyon sitelerinin sadece bu konularda kafa patlatan ve yüzlerce kişiden oluşan ekipleri bile var.
Öte yanda da otelin kendi sitesi var. Otelin kendi oyun alanı. Otelini dilediği gibi paketleyebildiği, dilediği gibi sunabildiği, herhangi bir listeleme veya sıralamada geri plana düşme endişesi duymadan istediğini yapabildiği sanal bir alan. Evet, otelin kendi internet sitesi kendi oyun alanı, ama maalesef ki hayatta hiçbir zaman tam bağımsız olamıyoruz. Burada farklı değişkenler denkleme katılıyor.
Otelin internet sitesi ve kullanıcı deneyimi
Öncelikle kullanıcı deneyimi her durumda olduğu gibi burada da ana etken. Kullanıcının, aradığını bulamadığı, siteyi görüntüleyemediği, mobil cihazlarda öğeleri darmadağın olan bir mobil siteden rezervasyon alabilmek büyük bir başarı olsa gerek. Burada da devreye “responsive” tasarımlar gidiyor. Bu sözcüğün Türkçe karşılığı üzerinde henüz tam bir fikir birliğine varılmış olmasa da Google kendi içinde tartışmaları bitirmiş gibi görünüyor. Google’ın duyarlı tasarım olarak kullandığı bu terim, bir internet sitesinin farklı boyutlardaki ekranlara kayıtsız kalmaması ve o boyuta “duyarlı” olarak biçimlenmesi anlamına geliyor. Duyarlı tasarıma sahip internet sitelerinin faydası, tek bir tasarımla hem mobil cihaz hem de masaüstü bilgisayar kullanıcılarına sorunsuz şekilde ulaşılabiliyor olması.
Hazır kullanıcı deneyiminden bahsediyorken, ortalama bir kullanıcının otel sitelerini nasıl ve ne şartlar altında incelediğini iyi tespit etmek gerek. Çoğu kullanıcı; işten bunaldığı, çalışmaktan sıkıldığı, otomobilinin içinde trafikte sıkışıp kaldığı veya iş dönüşü kalabalık bir otobüste havasızlıktan bunaldığı sırada otel sitelerini inceler. Direksiyon başındayken telefon ve benzeri bir şeyle ilgilenmemenizi şiddetle önersek de tüm bu durumlar göz önüne alındığında duyarlı ya da mobil tasarıma sahip bir internet sitesine sahip olmanın oteller için önemi daha net anlaşılıyor.
Yine kullanıcı deneyimini ele alırken şu senaryoyu da göz önüne almak gerek. Çoğu kullanıcı tatile çıkmaya ya da hangi otelde kalacağına tek seferde karar vermez. Bu, bir karar süreci gerektirir. Kullanıcı bazı otelleri, onların fiyatlarını, oda özelliklerini, resimlerini defalarca ve günlerce inceleyebilir. Bu sürecin, özellikle resim inceleme kısmı olmak üzere, belli kısımlarında bir masaüstü bilgisayardan faydalansa da sürecin diğer kısımlarında çoğunlukla bir mobil cihazdan faydalanır. İşte bu tür senaryoları ve bunların ne çoğunlukta olduğunu da hesaba katınca otellerin bir mobil veya duyarlı internet sitesine sahip olmasının önemi daha kolay anlaşılır.
Mobil internet kullanımıyla ilgili bazı istatistikler
Elbette belli bir kaynağa dayandırmadan, istatistik bilgi ya da veri olmadan kendi ön yargı ve kabullerimize göre harekete geçmemeliyiz. Bu nedenle şu çok basit bir istatistiği paylaşmak bile otellerin mobil internet sitesine sahip olmasının gerekliliğini desteklemeye yetecektir: 2009 yılında tüm internet trafiği içinde mobil trafiğin payı %0,7 civarındaydı. Günümüzdeyse bu oran %52 civarında. Elbette ki bu Türkiye değil dünya ortalaması. Türkiye’deyse mobil trafik dünya ortalamasının üzerinde ve biraz daha baskın. Türkiye’de tüm trafiğin içinde mobil trafiğin payı %62 civarında. Aşağıdaki grafiğin yarattığı eğriyi incelerseniz eğilim eğrisinin hep yukarı doğru seyredeceğini görürsünüz.
Mobil trafiğin payının %100’e varacağını iddia etmek biraz uçuk bir tahmin olabilir; ancak eğilim eğrisinin bir süre daha yukarı doğru seyredeceğini söylemek o kadar uçuk bir öngörü olmayacaktır. İşte tüm bu nedenlerle otellerin mobil internet sitesi olması veya olmaması, bir internet sitesi olup olmaması kadar önemli bir konu.